Bakire Blog Turu 1.Gün – Bakire – Nancy Pickard | Ön Okuma

431366_192114190897111_138503063_nHerkese merhaba, Konuşan Kitaplar ile Blog Turları’nın ilk gününe hoş geldiniz.

Şimdi de sizi ön okumaya alabilirim.
Diğer blogları gezerek bugünkü turu tamamlamayı unutmayın.
Keyifli okumalar 🙂

Birinci Bölüm

23 Ocak 2004

Abby Reynolds, buzla kaplı yolun kenarında gördüğünü sandığı şeyden dehşete düşmüş bir halde kamyonun frenine bastı. Kamyon karlara doğru kayarak ilerlerken, “Bu imkânsız!” diye düşünüyordu ki, esen rüzgâr kar fırtınasının yarattığı o kalın perdeyi bir an için kaldırdı ve Abby gördüğü şeyin bir hayal olmadığını anladı. Oradan oraya savrulan karların yarattığı bir yanılsama değildi bu: Nadine Newquist, üzerinde sabahlığı ve etrafında dönen beyaz bir haleyle, bu sabah bir mezarı ziyaret etmeye gerçekten kararlıymışçasına, eski mezarlık yolunda bata çıka ilerliyordu.

Tanrım! Gerçekten Nadine’di: yargıcın eşi, Mitch’in annesi, Abby’nin annesinin kadim dostu. Nadine’di; 63 yaşında, Abby’nin kamyonunun 177. Otoyolda ilerlediği hızla Alzheimer’a ilerleyen Nadine.

Bu havada üzerinde sabahlıkla, üstelik yalnız başına dışarıda ne işi vardı, Tanrı aşkına?

Abby frene basmış, fakat aptalların yaptığı gibi basılı tutmamıştı. Olması gerektiği gibi hafifçe birkaç kez basıp bırakmıştı. Yine de bu, kamyonun buz üzerinde iki tonluk koca bir paten gibi kendi etrafında dönmesine engel olamadı. Direksiyonu serbest bıraktı ve yeniden tutmadan önce dönmesinin durmasını bekledi. Kahvesi, dizinin yanındaki kapaksız termostan yere döküldü, ortalığı bir kahve kokusu kapladı. Aldığı son yudumun tadı hâlâ ağzındaydı, kahvaltıda yediği meyve ve mısır gevreğinin tadı da öyle; hepsi birazdan boğazını tırmanıp ağzından dökülecekmiş gibiydiler.

Bir sarsıntı oldu, koca kamyon kendi çevresinde dönmeyi bırakıp yeniden yanlamasına kaymaya başladı. Kalın bir kar tabakasına rastlayınca yavaşladı ve yön değiştirdi, şimdi geri geri kayıyordu.

Çoğu insan Kansas’ın tamamen düzlük olduğunu zanneder, oysa gerçek bundan biraz farklıdır, hele ki Flint Hills’in göbeğinde işler bunun tam tersidir. Eyaletin bu bölümünde yollar uzun ve düz olsa da yokuşlar ve inişler hiç bitmez.

Abby bir an için kamyonun kendisini ta kasabaya kadar, yolun yanlış tarafında ve geri geri kayarak da olsa sağ salim ulaştırabileceği gibi garip bir umuda kapıldı. Bunun gerçek bir mucize olacağının farkındaydı. Tıpkı geri geri giden bir roller coaster’ın yolcusu gibi acizlik içinde oturup, geldiği yoldan dönerken, başka bir aracın far lambalarını görmemeyi umarak otoyolun batı tarafına baktı. Yol boş görünüyordu. Her şeyi daha da korkutucu kılan bu acayip, ağır çekim kar fırtınası içinde zamanın durduğunu hissetti. Anlaşılmaz bir şekilde sakindi, öyle ki kamyonun bir yere çarpması ihtimali onu korkutmuyor, aksine meraklandırıyordu. Fakat dışarıda, karlar içindeki Nadine’i düşününce tüm sakinliğini kaybetti. Yanındaki koltuktan cep telefonunu kaptı.

Zamanın donduğu o büyülü an içinde, kamyon otoyoldaki kar örtüsüne uzun, birbirine paralel iki çizgi çekmeye devam ederken, Abby emniyet kemerini çözüp kendini dışarı atabileceğini düşündü. Fakat düşerken cep telefonu kırılır, ya da kendini telefon bile edemeyecek kadar sakatlarsa? İşte o zaman kimsenin Nadine’den haberi olmazdı. Mitch’in annesi o mezarlıkta yere düşebilir, karlar içinde ölebilirdi.

Atlamazsam kamyonla bir yere çarpacağım.

Nadine…

yazının devamı için http://kordugumhayaller.blogspot.com/2012/12/konusan-kitaplar-blog-turu-1gun-bakire.html

15 Aralık 2012

16 Aralık 2012
YazarSöyleşi – http://tugceninkitapligi.com/
KitapYorumu – 8 blog* birden…
*8 blog’un birden yorumlarını https://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…

Leave a comment