Bakire Blog Turu 2.Gün – Bakire – Nancy Pickard | Yorumlar

431366_192114190897111_138503063_n

Kitaplarım ve Ben’in yorumu: 

Kitabı elime ulaşır ulaşmaz okumaya başladım ve ertesi gün heyecanla bitirdim, biraz daha biraz daha okuyarak,elimden bırakamayarak bitirdim yani. Çok akıcı,keyifli.
Hem polisiye hem romantik bir kitap. Yazının devamı için http://asabibakire.blogspot.com/2012/12/konusan-kitaplar-blog-turu-2-gun-bakire.html

Kitap Telvesi’in yorumu:

 Bakire.. Gerçekten çok güzel bir kitaptı…  Aldığı tüm ödüllere değdiğine inanıyorum.. Özellikle kitabın sonu o kadar şaşırtıcıydı ki! Elbette tahmin ettiğim bazı durumlar vardı ama bunun dışında oluşan olaylar ise beklenmedikti .. Karakterlerimiz gerçekten güzel kurgulanmış/ yazılmıştı. Duyguları inandırıcı bir biçimde yansıtılmış ve yorumlanacak kısımlar da bizlere bırakılmıştı. Yazının devamı için. http://kitaptelvesi.blogspot.com/2012/12/2gun-nancy-pickard-bakire-kitap-yorumu.html

Kahve Kokulu Kitap’ın yorumu:

Bakire zekice kurgulanmış, akıcı bir anlatımla harmanlanmış. Son iki yüz sayfada dünyayı unutabilirsiniz, dilinin sade olması da buna etken.

Kitap, iki zamanda geçiyor. 2004 ve 1987…
Sene 1987, bir kız karlara gömülü ve çıplak halde bulunur. Halk, adına ”bakire” diyor. Mezarı başında dualar ediyor. Bir Allah’ın kulu da ‘bu kızcağızı araştıralım, asmi cismi neymiş?’ demiyor. Abby dışında.
Sene 2004, annesinin ölmesiyle Mitch kasabaya döner. Böylece kapanmış(!) dosyalar yeniden açılır… yazının devamı için http://kahvekokulukitap.blogspot.com/2012/12/konusan-kitaplar-ile-blog-turlar-2gun_16.html
Tuğçe’nin Kitaplığı’nın yorumu:
Aslında polisiye ya da gerilim temasından öte, bir masumiyetin yitiriliş hikayesi olan Nancy Pickard’ın Bakire’si, neredeyse tüm kahramanların bakış açısını sunan, 2004 ile 1987 arasında gidip gelen, son derece ustalıkla örülmüş. Yazarın, yazmanın en temel unsurlarından olan anlatma göster mantığını uyguladığı; zamanda yaptırdığı seyahatlerle olayı yaşayanların açısından, yaşandığı tarihe dönerek anlattığı bu kompleks ama akışın gereksiz merakta bırakmalarla bölünmediği ve bu sayede ne zaman nede anlatıcı kargaşasının pek görülmediği, başlayınca elinizden bırakmakta zorlanabileceğiniz bir hikaye. Yazının devamı için http://tugceninkitapligi.com/konusan-kitaplar-blog-turu-2-gun-bakire-nancy-pickard-yorum/
Kitap Sayfaları’nın yorumu:
Bakire… Okuduğum en ilginç gerilim romanıydı! Çünkü olay öyle bir akışta gidiyor ki bazen sizinde orada olup “Hayır, o öyle olmadı! “ diyesiniz geliyor.
Öyle bir cinayet var ki son sayfalara kadar sizi kendine bağlıyor ve siz sonucu bilseniz bile olayın gidişatına bir şey yapamıyorsunuz. İşte bu çok can sıkıcı bir durum! 😀 yazını devamı için http://kitapsayfalarii.blogspot.com/2012/12/konusan-kitaplar-ile-blog-turu-2gun.html
Kitap Avcısı’nın yorumu:
Kitap birçok karakterin ağzından anlatılıyor. Her karakter sırrın kendine ait parçasına ait bilgiler verirken siz de bulmacanın parçalarını birleştirip kendi çözümünüzü yaratıyorsunuz. O kadar sürükleyiciydi ki elime almamla bitirmem bir oldu. Daha görür görmez kapağını vurulduğum kitabın beni kara çıkarmamasına da sevindim. Yazının devamı için http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/2012/12/konusan-kitaplar-ile-blog-turu-2-gun.html
Kördüğüm Hayaller’in yorumu:
Kitap akıcı ve konusu öyle ilgi çekici ki sürekli bir “ne oluyor, bunun sırrı ne?” sorusuyla kitabın sonunu getirmeye çalışıyor insan. Bu bağlamda okurken gerçekten keyif alarak okuduğum bir kitap oldu Bakire.

Kitap bizi sizin de ön okumadan bildiğiniz gibi karlı bir kış günü baş bayan karakterimiz Abby’nin eski sevgilisinin annesi ve hayatını zindan eden uyuz Nadine’i görmesi ve bir anlık yaptığı kaza ile karşılıyor. Bu kazadan sonra yazar bizi geçmişe, olayların başladı o güne götürüyor. Yazının devamı için http://kordugumhayaller.blogspot.com/2012/12/2gun-konusan-kitaplar-blog-turu-bakire.html
Kitap Aşığı’nın yorumu:
Etkleyici bir kitaptı. Kurgusu şahaneydi .Sonunu tahmin etmeme rağmen kitaba bakış açım değişmedi .Normalde kitabın sonunu tahmin ettiğimde kitap önemini kaybeder. Bu kitap için bunu söylemem imkansız! olayın ne olduğunu bilmeme rağmen yazar ufak ayrıntılar ekleyerek beni şaşırtmayı başardı. Yazının devamı için http://kitapasigi.blogspot.com/2012/09/bakire.html
etkinliğin diğer durakları için:

Tur Takvimi;

15 Aralık 2012

Yazar Tanıtımı – http://kahvekokulukitap.blogspot.com
Kitap Tanıtımı  – http://kitapsayfalarii.blogspot.com
Ön Okuma          – http://kordugumhayaller.blogspot.com/

16 Aralık 2012

Alıntılar            – http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/ vehttp://kitapasigi.blogspot.com/
Yazar Söyleşi  – http://tugceninkitapligi.com/
Kitap Çekilişi   – http://asabibakire.blogspot.com
Kitap Yorumu – 8 blog* birden…

Ephesus Yayınlarına bu blog turundaki katkılarından dolayı teşekkür ederiz…

Bakire Blog Turu 2.Gün – Nancy Pickard | Söyleşi

nancy_image_bioSon birkaç ayda Türkiye’de iki kitabınız yayımlandı; Bakire ve Fırtına Kokusu. Bakire dramatik, şiirsel ve merak uyandıran bir hikaye ve benim Sizin hakkınızda okuduklarımdan öğrendiğim kadarıyla, sizin önceki hikayelerinizden biraz farklı bir kitap. Bu kitabı yazmanızın ardındaki hikaye nedir? Bakire nasıl ortaya çıktı?

Son kitaplarımın, önceki yayımlanan kitaplarımdan farklı olduğu konusunda haklısın. Doğrudan “dedektif” hikayeleri yazmayı  bıraktım çünkü bir yazar olarak gelişmek ve bilindik kalıpta polisiye romanlarda anlatılamayacak hikayeler sunmak istedim.  Doğrudan suçun sonrasına odaklanmak yerine, karakterlerin olay öncesi, olay esnasında, hemen olay sonrasında ve hatta olaydan yıllar sonra karakterlerin yaşamlarındaki etkilerini görmek istedim ve hala da istiyorum. Ayrıca, birden fazla bakış açısı ile sunmayı seviyorum ve bu kitaplar bana bu olanağı sağlıyor.

Hikayenin nerden çıktığını artık hatırlayamıyorum bile, sadece Kansas’ın orta-batısında rastladığım bir çiftlik arazisinden filizlendiğini söyleyebilirim. Uzunca bir süre kitaptaki gibi bir çiftlik sahibi ile evliydim.

Kitabınızın sıyrılmasını sağlayan bir karakter derinliği, güçlü ve gerçekçi karakterleriniz söz konusu. Karakterleriniz için hikayenize başlamadan önce bir yol çiziyor musunuz, yoksa hikayede ilerledikçe mi ortaya çıkıyor onlar için planladıklarınız? Karakter geliştirmedeki süreciniz nedir? Ve tabii ki bu romanınızda ki favori karakteriniz hangisidir?

Teşekkür ederim. Bakire’deki en beğendiğim karakter Rex Shellenberger… yazının devamı için http://tugceninkitapligi.com/konusan-kitaplar-blog-turu-2-gun-bakire-nancy-pickard-soylesi/

15 Aralık 2012

16 Aralık 2012
YazarSöyleşi – http://tugceninkitapligi.com/
KitapYorumu – 8 blog* birden…
*8 blog’un birden yorumlarını https://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…

Bakire Blog Turu 2.Gün – Bakire – Nancy Pickard | Alıntı

431366_192114190897111_138503063_n
ALINTILAR:
“İyi, asla göremeyeceğinden emin olduğu uzak bir ülke gibi geliyordu ona ama geçen geceyle ilgili konuşmak istemiyordu. Her ne kadar düşünmeyi bırakamıyorsa da düşünmek de istemiyordu.”
“Mezar taşında isim yoktu, kimliği hiçbir zaman öğrenilememişti. Yalnızca ölüm yılı ve bir yazıt: Huzur Seninle Olsun.
 
“Güneş bulutların arasından yüzünü gösterip geniş düzlükleri nihayet ısıtırken Rex içindenSize bir mucize göstereceğim, dedi.Botlarına baktı, kar değil çamur içindeydiler. Kar nihayet erimeye başladı.

 yazının devamı için… http://kitapasigi.blogspot.com/2012/12/konusan-kitaplar-blog-turu-2gun-bakire.html

Tur Takvimi;
15 Aralık 2012
Yazar Tanıtımı – http://kahvekokulukitap.blogspot.com
Kitap Tanıtımı  – http://kitapsayfalarii.blogspot.com
Kitap Trailer     – http://kordugumhayaller.blogspot.com/
Ön Okuma          – http://kordugumhayaller.blogspot.com/
16 Aralık 2012
Yazar Söyleşi  – http://tugceninkitapligi.com/
Kitap Çekilişi   – http://asabibakire.blogspot.com
Kitap Yorumu – 8 blog* birden…

Bakire Blog Turu 2.Gün – Bakire – Nancy Pickard | Alıntı

9138_313527865422409_203042056_n

Konuşan Kitapların ilk blog turunun ikinci gününe hoş geldiniz.

Kansas’ın küçük bir kasabasında öldürülen ve insanlarca on yedi yıl boyunca kutsal kabul edilen Small Plains Bakiresi ve hayatlarını etkilediği insanların hikâyesi bu.
 Abby, Mitch ile sonsuza kadar birlikte olacaklarını düşünüyordu. O gece de, her şeyin baştan sona değiştiği gece, aklından geçen düşünceler bunlardı. Ta ki sabah kalkıp Mitch’in onu terk ettiğini ve hiç konuşmadan kasabadan ayrıldığını söylediği ana kadar. Şimdi Mitch’in hiç habersiz geri dönüşüyle ilgili kafasının karışması normal. Çünkü o, kendisini on yedi yıl önce ne Abby’e ne de en yakın arkadaşı Rex’e haber vermeden kasabadan çekip giden ve bir daha haber alamadığı sevgilisi. Evet, Abby kafasının karışmasında kesinlikle haklı olduğunu düşünüyor. Düşündüğü bir şey daha var o da ne kadar inatçı olduğu. Mitch’in Bakire’nin cesedinin bulunmasından bir gün sonra neden ortadan kaybolduğunu bulmayı kafasına koymuş durumda. Cinayeti onun işlediğini falan düşünmüyor elbette çünkü o gece birliktelerdi. O zaman neden gitti? Mitch’in annesi Nadine’in söylediği gibi Mitch sadece ondan uzaklaşmak mı istiyordu? On yedi yıldır kafasını kurcalayan bu soruya cevap bulmakta haklı olduğunu düşünüyor ve bunu kafaya koymuş. Cidden, Abby bir şeyi kafasına koyduysa onu gerçekten yapacaktır.
Yayın takvimimize göz atalım.
 
15 Aralık 2012
16 Aralık 2012
 *8 blog’un birden yorumlarını https://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…

Bakire Blog Turu 1.Gün – Bakire – Nancy Pickard | Ön Okuma

431366_192114190897111_138503063_nHerkese merhaba, Konuşan Kitaplar ile Blog Turları’nın ilk gününe hoş geldiniz.

Şimdi de sizi ön okumaya alabilirim.
Diğer blogları gezerek bugünkü turu tamamlamayı unutmayın.
Keyifli okumalar 🙂

Birinci Bölüm

23 Ocak 2004

Abby Reynolds, buzla kaplı yolun kenarında gördüğünü sandığı şeyden dehşete düşmüş bir halde kamyonun frenine bastı. Kamyon karlara doğru kayarak ilerlerken, “Bu imkânsız!” diye düşünüyordu ki, esen rüzgâr kar fırtınasının yarattığı o kalın perdeyi bir an için kaldırdı ve Abby gördüğü şeyin bir hayal olmadığını anladı. Oradan oraya savrulan karların yarattığı bir yanılsama değildi bu: Nadine Newquist, üzerinde sabahlığı ve etrafında dönen beyaz bir haleyle, bu sabah bir mezarı ziyaret etmeye gerçekten kararlıymışçasına, eski mezarlık yolunda bata çıka ilerliyordu.

Tanrım! Gerçekten Nadine’di: yargıcın eşi, Mitch’in annesi, Abby’nin annesinin kadim dostu. Nadine’di; 63 yaşında, Abby’nin kamyonunun 177. Otoyolda ilerlediği hızla Alzheimer’a ilerleyen Nadine.

Bu havada üzerinde sabahlıkla, üstelik yalnız başına dışarıda ne işi vardı, Tanrı aşkına?

Abby frene basmış, fakat aptalların yaptığı gibi basılı tutmamıştı. Olması gerektiği gibi hafifçe birkaç kez basıp bırakmıştı. Yine de bu, kamyonun buz üzerinde iki tonluk koca bir paten gibi kendi etrafında dönmesine engel olamadı. Direksiyonu serbest bıraktı ve yeniden tutmadan önce dönmesinin durmasını bekledi. Kahvesi, dizinin yanındaki kapaksız termostan yere döküldü, ortalığı bir kahve kokusu kapladı. Aldığı son yudumun tadı hâlâ ağzındaydı, kahvaltıda yediği meyve ve mısır gevreğinin tadı da öyle; hepsi birazdan boğazını tırmanıp ağzından dökülecekmiş gibiydiler.

Bir sarsıntı oldu, koca kamyon kendi çevresinde dönmeyi bırakıp yeniden yanlamasına kaymaya başladı. Kalın bir kar tabakasına rastlayınca yavaşladı ve yön değiştirdi, şimdi geri geri kayıyordu.

Çoğu insan Kansas’ın tamamen düzlük olduğunu zanneder, oysa gerçek bundan biraz farklıdır, hele ki Flint Hills’in göbeğinde işler bunun tam tersidir. Eyaletin bu bölümünde yollar uzun ve düz olsa da yokuşlar ve inişler hiç bitmez.

Abby bir an için kamyonun kendisini ta kasabaya kadar, yolun yanlış tarafında ve geri geri kayarak da olsa sağ salim ulaştırabileceği gibi garip bir umuda kapıldı. Bunun gerçek bir mucize olacağının farkındaydı. Tıpkı geri geri giden bir roller coaster’ın yolcusu gibi acizlik içinde oturup, geldiği yoldan dönerken, başka bir aracın far lambalarını görmemeyi umarak otoyolun batı tarafına baktı. Yol boş görünüyordu. Her şeyi daha da korkutucu kılan bu acayip, ağır çekim kar fırtınası içinde zamanın durduğunu hissetti. Anlaşılmaz bir şekilde sakindi, öyle ki kamyonun bir yere çarpması ihtimali onu korkutmuyor, aksine meraklandırıyordu. Fakat dışarıda, karlar içindeki Nadine’i düşününce tüm sakinliğini kaybetti. Yanındaki koltuktan cep telefonunu kaptı.

Zamanın donduğu o büyülü an içinde, kamyon otoyoldaki kar örtüsüne uzun, birbirine paralel iki çizgi çekmeye devam ederken, Abby emniyet kemerini çözüp kendini dışarı atabileceğini düşündü. Fakat düşerken cep telefonu kırılır, ya da kendini telefon bile edemeyecek kadar sakatlarsa? İşte o zaman kimsenin Nadine’den haberi olmazdı. Mitch’in annesi o mezarlıkta yere düşebilir, karlar içinde ölebilirdi.

Atlamazsam kamyonla bir yere çarpacağım.

Nadine…

yazının devamı için http://kordugumhayaller.blogspot.com/2012/12/konusan-kitaplar-blog-turu-1gun-bakire.html

15 Aralık 2012

16 Aralık 2012
YazarSöyleşi – http://tugceninkitapligi.com/
KitapYorumu – 8 blog* birden…
*8 blog’un birden yorumlarını https://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…

Bakire Blog Turu 1.gün – Nancy Pickard | Yazar Tanıtım

nancy_image_bioMerhaba, Blog turumuz çerçevesinde, Bakire kitabının yazarı Nancy Pickard’ı tanıyoruz. Tırnak işareti ile yazdıklarım, yazarın kendisi ile ilgili söylenenlere verdiği cevaplardır. 🙂

19 Eylül 1945’te Kansas City, Missouri’de doğan, Nancy Pickard, Amerika’lı bir polisiye türü roman yazarıdır. Pickard, Jenny Cain ve Maria Lighfoot serileri de dahil olmak üzere, 18’i popüler ve kendini kanıtlamış romanın yazardır. “Pişt. Birde yazdığım ilk roman vardı, hani şu yayımlanmayan. Hatta bir buçuk roman diyelim, çünkü tekrar yazmayı denedim ama yine de adam olmadı” Polisiye romanlar dışında, Pickard ayrıca onlarca öykünün de yazarı. ”Tıpkı yayımlanmayan romanımda olduğu gibi, öykülerde benim için ciddi bir öğrenme yolu oldu. Yetişkin olarak yazdığım ve sattığım ilk şeydi. Lisede olmuştu! Ne büyük şans değil mi?” Pickard öyküleri ile Agatha, Anthony, Macavity, Barry ve Shamus ödüllerini kazandı.Ve romanlarıyla da bu ödülleri almaya devam etti; Agatha, Macavity, Barry ve Shamus ödüllerinin dördünü birden kazanan tek yazar. yazının devamı için http://kahvekokulukitap.blogspot.com/2012/12/konusan-kitaplar-blog-turu-1gun-nancy.html

Blog turu diğer aktiviteleri için;

15 Aralık 2012

16 Aralık 2012
YazarSöyleşi – http://tugceninkitapligi.com/
KitapYorumu – 8 blog* birden…
*8 blog’un birden yorumlarını https://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…

Bakire Blog Turu 1. Gün – Bakire – Nancy Pickard | Kitap Tanıtımı

431366_192114190897111_138503063_n
Orjinal Adı: The Virgin Of Small Plains
Yazar: Nancy Pickard
Yayınevi: Ephesus
Tür: Gerilim
Sayfa: 351

Kitap Tanıtımı:

Small Plains Bakiresi kimdi ve nasıl öldü?

Acımasız bir cinayetle değişen hayatlar…
Küçük bir kasabadaki sahipsiz bir mezar…
On yedi yıldır saklanan korkunç gerçeği öğrenmeye hazır mısınız?
Kansas’ın kırsal kesimindeki küçük bir kasabanın halkı, genç bir kızın adsız mezarını Small Plains Bakiresi olarak kabul etmiştir on yedi yıl boyunca. Bazı kişilere göre mucizelere ve açıklanamaz iyileşmelere sebep olan bu mezarla ilgili söylentiler de zaman içinde dilden dile yayılmıştır.
Ama karla kaplı arazide bulunan, buz tutmuş çıplak cesede gerçekte ne olmuştur? Ve neden genç Mitch, cesedin bulunmasından bir gün sonra, arkasında çılgına dönmüş sevgilisi Abby’yi ve en iyi arkadaşı Rex’i bırakarak kasabadan apar topar ayrılmıştır? yazının devamı için http://kitapsayfalarii.blogspot.com/2012/12/1-gun-konusan-kitaplar-ile-blog-turlar.html
Blog Turu Diğer Etkinlikleri için;
15 Aralık 2012

16 Aralık 2012
YazarSöyleşi – http://tugceninkitapligi.com/
KitapYorumu – 8 blog* birden…
*8 blog’un birden yorumlarını https://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…